nüfuz etmek

Anlamı:

1. bir şeyin içine işlemek, geçmek

Örnek:

1. Tatlı bir duman, bütün varlığını sararak en derin yerlerine kadar nüfuz ediyordu.

1. Tatlı bir duman, bütün varlığını sararak en derin yerlerine kadar nüfuz ediyordu.

2. inceliğine varmak, anlamak

Örnek:

1. Bu, o kadar ince ve girift bir meseledir ki bütün bir ömür boyunca izaha çalışılsa yine derinliğine nüfuz edilemez.

1. Bu, o kadar ince ve girift bir meseledir ki bütün bir ömür boyunca izaha çalışılsa yine derinliğine nüfuz edilemez.

3. etkili olmak

Örnek:

1. Ecnebiler ona değil o, ecnebilere nüfuz ediyordu.

1. Ecnebiler ona değil o, ecnebilere nüfuz ediyordu.