1. bir hedefi vurmak için ateşli silahlara gerekli doğrultuyu vermek, gezlemek
1. Tabancasını kılıfından çıkarmış ve nişan almak üzereydi.
1. Tabancasını kılıfından çıkarmış ve nişan almak üzereydi.
2. kendisine nişan verilmek
1. Doktor, Türk ordusunda çalıştığını, üniformamızı taşıdığını, nişan aldığını, övünerek anlattı.
1. Doktor, Türk ordusunda çalıştığını, üniformamızı taşıdığını, nişan aldığını, övünerek anlattı.