münasebet

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İlişik, ilişki, ilinti

Örnek:

1. İzmir'den, ordunun başından ve temasa geldiğim siyasi münasebetlerden uzaklaşamazdım.

1. İzmir'den, ordunun başından ve temasa geldiğim siyasi münasebetlerden uzaklaşamazdım.

2. İki şey arasındaki uygunluk

Örnek:

1. Yüzle ahlak arasında herhâlde müthiş bir münasebet vardır.

1. Yüzle ahlak arasında herhâlde müthiş bir münasebet vardır.

3. Sebep, vesile, gerekçe, neden


Lisan : Arapça munāsebet

Telaffuz : müna:sebet