1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir şeye karşılık olarak yapılan, bir şeyin karşılığı olan
1. Düşmanlarla beraber Anadolu'da mukabil teşkilat yapmak üzere yetmiş beş kişi kadar göndermiş.
1. Düşmanlarla beraber Anadolu'da mukabil teşkilat yapmak üzere yetmiş beş kişi kadar göndermiş.
2. Bir şeyin karşısında bulunan
3. Karşılıklı
1. Hatta bir halıdaki mukabil iki şekilden bile biri diğerine tamamıyla müşabih değildir.
1. Hatta bir halıdaki mukabil iki şekilden bile biri diğerine tamamıyla müşabih değildir.
4. zarf , zarf , zarf , zarf , Karşılık olarak
1. Bir iki iyi habere mukabil her gün nice kaza ve bela haberleri verir.
1. Bir iki iyi habere mukabil her gün nice kaza ve bela haberleri verir.
5. zarf , zarf , zarf , zarf , Rağmen
1. Oraya altın parlaklığı veren guruplara mukabil buradan her sabah pırıl pırıl bir güneş doğduğunu da ben çok defalar gördüm.
1. Oraya altın parlaklığı veren guruplara mukabil buradan her sabah pırıl pırıl bir güneş doğduğunu da ben çok defalar gördüm.
Lisan : Arapça muḳābil
Telaffuz : muka:bil