1. isim , isim , isim , isim , Karşılık verme, karşılama, karşılık
2. Karşı gelme, başkaldırma
3. Toplu yerlerde yüksek sesle hatim okunurken Kur'an okumasını bilenlerin gözleriyle Kur'an'ı takip etmesi, bilmeyenlerin dinlemesi
1. Tevfik'in kızı selatin camilerine ramazanda mukabele için büyük ücretlerle çağrılıyordu.
1. Tevfik'in kızı selatin camilerine ramazanda mukabele için büyük ücretlerle çağrılıyordu.
4. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Karşılaştırma, karşılıklı yapılan okuma
Lisan : Arapça muḳābele
Telaffuz : muka:bele