1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Peygamberlerin kendilerine inanmayan insanlara peygamberliklerini ispat etmek amacıyla Allah'ın iznine bağlı olarak gösterdikleri olağanüstü olaylar, hâller, tansık
2. İnsanları hayran bırakan, tabiatüstü sayılan olay
3. İnsan aklının alamayacağı olay
1. Şırınga nasılsa umduğumdan çok daha iyi bir tesir yaptı ve zavallı Hacı Ömer, bunu benim bir mucizem gibi gördü.
1. Şırınga nasılsa umduğumdan çok daha iyi bir tesir yaptı ve zavallı Hacı Ömer, bunu benim bir mucizem gibi gördü.
4. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Olağanüstü, şaşırtıcı
1. Onların aşkı ve evlilikleri zaten bir mucize değil miydi?
1. Onların aşkı ve evlilikleri zaten bir mucize değil miydi?
Lisan : Arapça muʿcize
Telaffuz : mu:cize