1. isim , isim , isim , isim , Kendisine önemli bir miras kalan, mirasa konan kimse
1. Kiraladıkları otlakların sahibi yıllardır Manastır'a yerleşmiş bir mirasyediydi.
1. Kiraladıkları otlakların sahibi yıllardır Manastır'a yerleşmiş bir mirasyediydi.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çok savurgan kimse
1. Hayatını, gençliğini bir mirasyedi gibi hiç düşünmeden yiyip bitirmiş.
1. Hayatını, gençliğini bir mirasyedi gibi hiç düşünmeden yiyip bitirmiş.
Telaffuz : mira'syedi