meydan dayağı, meydan korkusu, meydan muharebesi, meydan saati, meydan savaşı, meydan sazı, at meydanı, er meydanı, hava meydanı, köy meydanı, ok meydanı, siyaset meydanı, söz meydanı
1. isim , isim , isim , isim , Alan
1. Yüz binlerce asker sokakları, meydanları, kırları dolduruyordu.
1. Yüz binlerce asker sokakları, meydanları, kırları dolduruyordu.
2. Yarışma, eğlence veya karşılaşma yeri
1. Şehir kapılarının önündeki meydanlarda davul zurna çalınıyor, cirit, bar oynanıyordu.
1. Şehir kapılarının önündeki meydanlarda davul zurna çalınıyor, cirit, bar oynanıyordu.
3. Bulunulan yer ve çevresi, ortalık
1. Kileri kilitlemezdi, paraları meydanda dururdu.
1. Kileri kilitlemezdi, paraları meydanda dururdu.
4. Fırsat, imkân veya vakit
5. Mevlevi tekkelerinde ayin yapılan yer
Lisan : Arapça meydān