mevsimlik işçi
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Bir mevsim için, bir mevsim süresince
1. Bu köşk mevsimlik tutulmuş.
1. Bu köşk mevsimlik tutulmuş.
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İlkbahar ve sonbaharda giyilen
1. Sırtında mevsimlik bir manto vardı.
1. Sırtında mevsimlik bir manto vardı.
3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Mevsime ait
1. Hemen şeftali, portakal, mevsimlik sulu meyve, ne varsa satmaya başlıyorum.
1. Hemen şeftali, portakal, mevsimlik sulu meyve, ne varsa satmaya başlıyorum.