menzil

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yolculukta dinlenmek amacıyla durulan veya konaklanan yer

Örnek:

1. Tanrı yardımcı olsun gayri yolda kalana / Biz menzile vararak atları çektik hana

1. Tanrı yardımcı olsun gayri yolda kalana / Biz menzile vararak atları çektik hana

2. İki konak arasındaki uzaklık

3. Bir günlük yol

4. askerlik , askerlik , askerlik , askerlik , Bir merminin ulaşabildiği uzaklık, erim (I)

Örnek:

1. Top menzili.

1. Top menzili.

5. askerlik , askerlik , askerlik , askerlik , Ordunun cephe gerisi işlerinin bütünü

Örnek:

1. Ne yedi ne içti, bir menzil subayının bütün gayreti ile çalıştı.

1. Ne yedi ne içti, bir menzil subayının bütün gayreti ile çalıştı.

6. tarih , tarih , tarih , tarih , At değiştirmek veya konaklamak için kervanların ve posta tatarlarının indikleri bina veya han

7. tarih , tarih , tarih , tarih , Ok atma yarışlarında erişilen mesafe

Örnek:

1. Sonra yine menzil ölçülmüş, yeni bir rekor kırdığı anlaşılmıştır.

1. Sonra yine menzil ölçülmüş, yeni bir rekor kırdığı anlaşılmıştır.


Lisan : Arapça menzil