mat etmek

Anlamı:

1. satranç oyununda yenmek

Örnek:

1. İki kişiyi birden satrançta mat ettim.

1. İki kişiyi birden satrançta mat ettim.

2. bir tartışma sonunda karşısındakini cevap veremez duruma düşürmek

Örnek:

1. Başkaları onları mat etmeden onlar kendi çelişkileri ile kendilerini çelmeliyorlardı.

1. Başkaları onları mat etmeden onlar kendi çelişkileri ile kendilerini çelmeliyorlardı.

3. kötü duruma düşürmek, bozmak

Örnek:

1. Başka bir çocuk arabasındaki hafif cümbüşü birdenbire bu araba mat etti.

1. Başka bir çocuk arabasındaki hafif cümbüşü birdenbire bu araba mat etti.