lokma anahtar, lokma başlığı, lokma göz, lokma tatlısı, bir lokma, haram lokma, et lokması, kibar lokması, saray lokması
1. isim , isim , isim , isim , Ağza bir defada alınıp götürülen yiyecek parçası, sokum
1. Öbür yemeklerden bile ağzına bir lokma koyamadı.
1. Öbür yemeklerden bile ağzına bir lokma koyamadı.
2. Lokma tatlısı
3. teknik , teknik , teknik , teknik , Türlü kalınlıktaki cıvataları, boşluğuna geçirip sökmeye veya sıkıştırmaya yarayan metalden alet
4. Yemek
1. Bu akşam lokmayı beraber yeriz, tanışmış olursunuz.
1. Bu akşam lokmayı beraber yeriz, tanışmış olursunuz.
5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Genellikle haksız olarak ele geçirilen mal veya para
1. Bu lokma sizin için çok büyüktür, boğazınızdan geçmez; yutamayacaksınız ve boğulacaksınız.
1. Bu lokma sizin için çok büyüktür, boğazınızdan geçmez; yutamayacaksınız ve boğulacaksınız.
Lisan : Arapça luḳme
Telaffuz : lôkma