Güneş lekeleri, güneş lekesi, sandık lekesi
1. isim , isim , isim , isim , Kirliliği gösteren iz
1. Adi madenî kol düğmeleri bunları yeşilimtırak bir leke ile kirletirdi.
1. Adi madenî kol düğmeleri bunları yeşilimtırak bir leke ile kirletirdi.
2. Bir yüzeyde türlü sebepler dolayısıyla oluşan farklı renk
1. Kuyruğunun ucu ile alnının orta yerinde beyaz lekeler vardı.
1. Kuyruğunun ucu ile alnının orta yerinde beyaz lekeler vardı.
3. biyoloji , biyoloji , biyoloji , biyoloji , Vücudun herhangi bir yerinde oluşan değişik renk
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yüz kızartacak durum, namussuzluk, kara, şaibe
1. Kendi vicdanında kendi durumunu düzeltmek, geçmişin lekesini yıkamak istiyordu.
1. Kendi vicdanında kendi durumunu düzeltmek, geçmişin lekesini yıkamak istiyordu.
5. gök bilimi , gök bilimi , gök bilimi , gök bilimi , Güneş, ay, yıldız veya herhangi bir gezegenin parlak yüzeyinde görülen karanlık bölüm
Lisan : Farsça leke, lekke