1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İlgisiz
1. Yüzündeki gülümseyiş geçti, yeniden lakayıt, uzak ve donmuş hâlini takındı.
1. Yüzündeki gülümseyiş geçti, yeniden lakayıt, uzak ve donmuş hâlini takındı.
2. zarf , zarf , zarf , zarf , İlgisiz bir biçimde
1. Kız, kendini mümkün olduğu kadar sakin, lakayıt gösterebilmek için elinden geleni yapmaya çalışmaktadır.
1. Kız, kendini mümkün olduğu kadar sakin, lakayıt gösterebilmek için elinden geleni yapmaya çalışmaktadır.
Lisan : Arapça lāḳayd
Telaffuz : la:kayıt, l ince okunur