laf cambazı, laf ebesi, laf kalabalığı, laf salatası, lafügüzaf, boş laf, iri laf, kuru laf, çocuk lafı
1. isim , isim , isim , isim , Söz, lakırtı
1. Galiba ızdırabın ne olduğunu tecrübe edenler için saadet boş laf.
1. Galiba ızdırabın ne olduğunu tecrübe edenler için saadet boş laf.
2. Sonuçsuz, yararı olmayan söz
1. Onun söyledikleri laftan ibaret.
1. Onun söyledikleri laftan ibaret.
3. Konuşma
4. Konu, mevzu, bahis
1. Lafı değiştirdi.
1. Lafı değiştirdi.
5. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , `Öyle şey olamaz, bu sözün hiçbir değeri yok` anlamlarında hafifseme yollu kullanılan bir söz
1. Şunu yapacakmış, bunu yapacakmış, laf!
1. Şunu yapacakmış, bunu yapacakmış, laf!
6. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Dedikodu
Lisan : Farsça lāf
Telaffuz : l ince okunur