kurulmak

fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kurma işine konu olmak veya kurma işi yapılmak

Örnek:

1. Kurulmuştu benim adıma bir saray / Çevresini dolanmış gümüşten bir çay

1. Kurulmuştu benim adıma bir saray / Çevresini dolanmış gümüşten bir çay

2. -e , -e , -e , -e , Rahatça oturmak, yerleşmek

Örnek:

1. Bayramlarda bir payton tutar, tek başına arkaya kurulur, saatlerce dolaşırdı.

1. Bayramlarda bir payton tutar, tek başına arkaya kurulur, saatlerce dolaşırdı.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Övünür biçimde davranışlarda bulunmak, kasılmak

Örnek:

1. Adam amma da kuruluyor.

1. Adam amma da kuruluyor.