kullanmak

fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir şeyden belli bir amaçla yararlanmak

Örnek:

1. Parmaklarının arasındaki mendili eskiyinceye kadar kullandığın hiç oldu mu?

1. Parmaklarının arasındaki mendili eskiyinceye kadar kullandığın hiç oldu mu?

2. Bir kimseyi bir hizmette bulundurmak, çalıştırmak

Örnek:

1. Siz analarımızı nasıl esir gibi kullandınızsa biz de sizi öyle kullanacağız.

1. Siz analarımızı nasıl esir gibi kullandınızsa biz de sizi öyle kullanacağız.

3. İşletmek, değerlendirmek

Örnek:

1. Parasını ticarette kullanmak.

1. Parasını ticarette kullanmak.

4. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Giymek, takmak

Örnek:

1. Hiç yağmurluk kullanmazdı.

1. Hiç yağmurluk kullanmazdı.

5. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sigara, içki vb. şeylere alışmış olmak, içmek

6. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kelimeyi yazmak, söylemek

Örnek:

1. Lakırtılarında çok kere çifter çifter kelimeler kullanırdı ki bunlar bazen manayı değiştirir.

1. Lakırtılarında çok kere çifter çifter kelimeler kullanırdı ki bunlar bazen manayı değiştirir.

7. Harcamak, sarf etmek

Örnek:

1. Sattıkları küpenin parasını çok idareli kullanıyorlardı.

1. Sattıkları küpenin parasını çok idareli kullanıyorlardı.

8. Amacına ulaşmak için birinden veya bir şeyden yararlanmak, onu amacına alet etmek, sömürmek, istismar etmek

Örnek:

1. Hâlbuki onlar, işte bu saflığı istismar ediyorlar. Bütün düşünceleri seni kullanmak, o kadar!

1. Hâlbuki onlar, işte bu saflığı istismar ediyorlar. Bütün düşünceleri seni kullanmak, o kadar!

9. Araç veya aleti işletmek, yönetmek

Örnek:

1. Nitekim çocuklarımın bile kullandıkları hesap makineleri, bunların küçük modelleridir.

1. Nitekim çocuklarımın bile kullandıkları hesap makineleri, bunların küçük modelleridir.

10. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir şeyin gereklerini yerine getirmek