kulak altı bezi, kulak çivisi, kulakdavulu, kulak demiri, kulak dolgunluğu, kulak erimi, kulak kepçesi, kulak kulağa, kulak memesi, kulak misafiri, kulak sadakası, kulak tıkacı, kulak tırmalayıcı, kulaktozu, kulak zarı, kulağı delik, kulağı kesik, kulağı kirişte, kulağı tetikte, kulağı tıkalı, dış kulak, ekşikulak, iç kulak, kabakulak, kamışkulak, karakulak, kepçe kulak, orta kulak, yelken kulak, aslankulağı, ayıkulağı, baca kulağı, cankulağı, denizkulağı, deniz kulağı, eşekkulağı, farekulağı, filkulağı, kuzukulağı, müzik kulağı, saban kulağı, sıçankulağı, tavşankulağı, eli kulağında, ağzı kulaklarında
1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Başın her iki yanında bulunan işitme organı
1. Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum.
1. Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum.
2. anatomi , anatomi , anatomi , anatomi , Bu organın, sesleri toplayıp içeriye almaya yarayan dış bölümü
1. Elleriyle kulaklarını tıkayıp yatağının yanında tortop oldu.
1. Elleriyle kulaklarını tıkayıp yatağının yanında tortop oldu.
3. Balıklarda başın iki yanında bulunan ve ağızdan alıp solungaçlardan geçirdiği suyu dışarıya vermeye yarayan yarıklardan her biri
4. Saban kulağı
5. Duvar, baca, şömine vb. yerlerde kulağa benzer çıkıntı
6. müzik , müzik , müzik , müzik , Telli çalgılarda tel germeye yarayan burgu
7. coğrafya , coğrafya , coğrafya , coğrafya , Akarsuların ve özellikle göllerin karaya giren ve durgunlaşan yerleri
8. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Seslerin uygunluğunu seçebilme ve değerlendirebilme yeteneği