kulak kulağa

Anlamı:

1. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Gizlice, başkası duymaksızın

Örnek:

1. Kalemlere girip kâtiplerle kulak kulağa, sıkı fıkı konuşan, pullu mühürlü kâğıtlar alıp veren sinsi bir adam vardır.

1. Kalemlere girip kâtiplerle kulak kulağa, sıkı fıkı konuşan, pullu mühürlü kâğıtlar alıp veren sinsi bir adam vardır.