yelkovan
1. -i , -i , -i , -i , Sert veya küçük düşürücü sözlerle gitmesini söylemek, savmak, defetmek
1. Fethi Bey çalgıları kovdu, davul zurna istedi.
1. Fethi Bey çalgıları kovdu, davul zurna istedi.
2. Bir yerden sürüp çıkarmak, kovalamak
1. Sen kim oluyorsun da beni kendi yerimden kovuyorsun?
1. Sen kim oluyorsun da beni kendi yerimden kovuyorsun?
3. İşine son vermek, görevinden atmak, uzaklaştırmak
4. Varlığına son vermek, ortadan kaldırmak
5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Gözetmek
1. Sıra, saygı kovarak yetişmiş bütün efendiler, Türkiye'nin bütün Avrupa görmüşleri ona kızar, onu küçük düşürmeye çalışır.
1. Sıra, saygı kovarak yetişmiş bütün efendiler, Türkiye'nin bütün Avrupa görmüşleri ona kızar, onu küçük düşürmeye çalışır.