1. -i , -i , -i , -i , Pişen yemeği başka kaba boşaltmak
1. İki kız kardeş güle söyleye sofralarını hazırlayıp yemeklerini kotardılar.
1. İki kız kardeş güle söyleye sofralarını hazırlayıp yemeklerini kotardılar.
2. Hazırlamak
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir işi tamamlamak, bitirmek
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Üstesinden gelmek
1. Yeter ki o beni içeri sokabilsin ve ben bu röportajı kotarayım.
1. Yeter ki o beni içeri sokabilsin ve ben bu röportajı kotarayım.