körük

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ateşi canlandırmak için kullanılan ve açılıp kapandıkça içindeki havayı üfleyen araç

Örnek:

1. Bir taraftan ha bire körüğün ipini çekiyordu.

1. Bir taraftan ha bire körüğün ipini çekiyordu.

2. Bazı araçların açılıp kapanabilir üst üste katlanmış bölümü

Örnek:

1. Biz faytonun körüğü altında fotoğraf çekmeye uğraşıyorduk.

1. Biz faytonun körüğü altında fotoğraf çekmeye uğraşıyorduk.

3. müzik , müzik , müzik , müzik , Bazı müzik araçlarında hava vermeye yarayan, el veya ayakla işletilen meşin veya kâğıt bölüm

Örnek:

1. Akordiyon körüğü.

1. Akordiyon körüğü.