kıza köpüre
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Köpük yapmak, köpük oluşmak, köpük çıkararak kabarmak
1. Fırat, Malatya'ya doğru bir dirsek gibi kıvrıldığı vadide artık dağlardan kopup çağıl çağıl köpürmüyor.
1. Fırat, Malatya'ya doğru bir dirsek gibi kıvrıldığı vadide artık dağlardan kopup çağıl çağıl köpürmüyor.
2. Ekşiyip köpüklenmek
1. Reçel köpürdü.
1. Reçel köpürdü.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çok kızmak, birdenbire öfkelenmek, feveran etmek
1. Yavaş yavaş her vakit sebepsiz bir hiddetten köpüren babamı da bir horoza benzetmeye başladım.
1. Yavaş yavaş her vakit sebepsiz bir hiddetten köpüren babamı da bir horoza benzetmeye başladım.
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Gerekli gereksiz, aralıksız ve bıktırıcı konuşup durmak