karnından konuşan
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir dilin kelimeleriyle düşüncesini sözlü olarak anlatmak
1. Çocuk daha konuşamıyor.
1. Çocuk daha konuşamıyor.
2. -i , -i , -den , -den , -i , -i , -den , -den , Belli bir konudan söz etmek
1. Mehmet yedi yaşındayken anasıyla konuştuklarından fazla bir şey konuşmazdı.
1. Mehmet yedi yaşındayken anasıyla konuştuklarından fazla bir şey konuşmazdı.
3. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , Bir konuda karşılıklı söz etmek, sohbet etmek
1. İşten sonra Nuruosmaniye'deki İkbal Kahvesinde arkadaşlarla şiir ve edebiyat konuşuyoruz.
1. İşten sonra Nuruosmaniye'deki İkbal Kahvesinde arkadaşlarla şiir ve edebiyat konuşuyoruz.
4. Söylev vermek, konuşma yapmak
5. Konuşma dili olarak kullanmak
1. Türkçeyi çok iyi konuşuyor.
1. Türkçeyi çok iyi konuşuyor.
6. Düşüncesini herhangi bir araç kullanarak anlatmak
1. Dilsizler el işaretleriyle konuşur.
1. Dilsizler el işaretleriyle konuşur.
7. -le , -le , -le , -le , İlişki kurmak veya ilişkiyi sürdürmek
1. Üst kattakilerle konuşuyoruz.
1. Üst kattakilerle konuşuyoruz.
8. Flört etmek
9. Dargın bulunmamak
10. Oyuncak, hayvan vb. konuşmaya benzeyen birtakım sesler çıkarmak
11. Gizli bir şeyi açığa vurmak, ele vermek
12. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Becermek, uzman gibi yapabilmek
1. Fokstrotta uzun boylu konuşamam.
1. Fokstrotta uzun boylu konuşamam.
13. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Geçerli olmak, etkin olmak
1. Yasaların yerine yumruklar konuştu.
1. Yasaların yerine yumruklar konuştu.
14. teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , Şık ve zarif görünmek
1. Gömleğin konuşuyor.
1. Gömleğin konuşuyor.