kondurmak

fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Konma işini yaptırmak

Örnek:

1. Koca dağın başına ne güzel bir yapı kondurmuşuz ama gel gör ki yolunu unutmuşuz.

1. Koca dağın başına ne güzel bir yapı kondurmuşuz ama gel gör ki yolunu unutmuşuz.

2. Gelişigüzel takmak, iliştirmek

Örnek:

1. Başına çiçekler kondurmuş.

1. Başına çiçekler kondurmuş.

3. -i , -i , -i , -i , Birden yapıvermek veya söyleyivermek

Örnek:

1. Öpücüğü kondurdu.

1. Öpücüğü kondurdu.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yakıştırmak, haksız yere birtakım eksiklikler isnat etmek, üzerine yormak

Örnek:

1. Bu senetle bana kondurduğunuz eksikliklerden bir kısmını üstümden atmış olacaktım.

1. Bu senetle bana kondurduğunuz eksikliklerden bir kısmını üstümden atmış olacaktım.