kolay kolay, dile kolay
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sıkıntı çekmeden, yorulmadan yapılabilen, emeksiz, zahmetsiz, güç(II) ve zor karşıtı
1. Cebimde mevcut paradan bu kadar bir şey buna tahsis etmek pek kolaydı.
1. Cebimde mevcut paradan bu kadar bir şey buna tahsis etmek pek kolaydı.
2. isim , isim , isim , isim , Kolaylık
1. İşin kolayını buldum.
1. İşin kolayını buldum.
3. zarf , zarf , zarf , zarf , Kolayca, sıkıntısız bir biçimde, basitçe