kol gezmek

Anlamı:

1. güvenlik amacıyla dolaşmak

Örnek:

1. Bunlar şehir subaşısının adamları, dizdarlardı. Kol geziyorlardı.

1. Bunlar şehir subaşısının adamları, dizdarlardı. Kol geziyorlardı.

2. dolaşmak

Örnek:

1. İnsanı üşütmeyen, ılık gezginci bir yağmur bulutu ağır ağır kol geziyordu.

1. İnsanı üşütmeyen, ılık gezginci bir yağmur bulutu ağır ağır kol geziyordu.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , kötü durum ve davranışlar çokça olmak

Örnek:

1. Bazı ülkelerde sansürün kol gezdiği görülüyor.

1. Bazı ülkelerde sansürün kol gezdiği görülüyor.