kızgın bulut
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok ısınmış, ısıtılmış veya kızdırılmış
1. Kızgın bir demire dökülen damla iz bırakmaz, buhar olur.
1. Kızgın bir demire dökülen damla iz bırakmaz, buhar olur.
2. Eş arayan (hayvan)
1. Kızgın bir boğa.
1. Kızgın bir boğa.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kızmış olan, öfkeli, mütehevvir
1. Bir gün odama kızgın bir ihtiyar girdi, elindeki bir tomar kâğıdı neredeyse fırlattı masama.
1. Bir gün odama kızgın bir ihtiyar girdi, elindeki bir tomar kâğıdı neredeyse fırlattı masama.
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kızışık, zorlu, sert, şiddetli
1. Çok kızgın bir fikir çarpışmasının üzerine gelmişim, kulak kesildim.
1. Çok kızgın bir fikir çarpışmasının üzerine gelmişim, kulak kesildim.