kıvrılmak

fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Eğrilip bükülmek

2. Kıvrık bir duruma gelmek

3. Yuvarlak bir biçim almak

4. Dar bir yere büzülerek yatmak

Örnek:

1. Bulunduğum yerde kıvrılıp yatmanın bir kolayını arıyordum.

1. Bulunduğum yerde kıvrılıp yatmanın bir kolayını arıyordum.

5. Dönmek, sapmak

Örnek:

1. Ben onu görmemişçesine, gözlerimi ileriye dikerek yan yola kıvrıldım.

1. Ben onu görmemişçesine, gözlerimi ileriye dikerek yan yola kıvrıldım.

6. Katlanmak, bükülmek

Örnek:

1. Annem şişe çekerken kıvrılmış gazete kâğıdıyla yaptığı küçük alevli ısıtıcıları tenimize düşürür, yakardı.

1. Annem şişe çekerken kıvrılmış gazete kâğıdıyla yaptığı küçük alevli ısıtıcıları tenimize düşürür, yakardı.

7. Yol dönemeçli, virajlı olmak