kırıntı külte, ekmek kırıntısı
1. isim , isim , isim , isim , Bir şeyden ayrılan küçük parça, parçacık
1. Beyaz etekliğindeki ekmek kırıntılarını kuşlara serper.
1. Beyaz etekliğindeki ekmek kırıntılarını kuşlara serper.
2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Kurumak için kesilip yerde bırakılan odun
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Küçük kalıntı
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Eser, iz, belirti