kırık çizgi, kırık dökük, kırık hava, ırzı kırık, ipi kırık, kalbi kırık, kıçı kırık
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kırılmış olan
1. Ahmet hemen heybesini açtı ve makasını, kırık tarağını çıkardı.
1. Ahmet hemen heybesini açtı ve makasını, kırık tarağını çıkardı.
2. Tam nota göre düşük olan (not)
1. Üç dersten kırığı var. Kırık not.
1. Üç dersten kırığı var. Kırık not.
3. Saf renkten hafif uzaklaşmış
1. Kırık beyaz.
1. Kırık beyaz.
4. isim , isim , isim , isim , Kırılmış bir şeyden ayrılan parça
1. Cam kırığı.
1. Cam kırığı.
5. isim , isim , isim , isim , Kemiğin bir etki ile kırılması
1. Kolunda kırık yok ama çıkık var.
1. Kolunda kırık yok ama çıkık var.
6. isim , isim , isim , isim , Bir şeyin kırılan yeri
1. Bunun kırığı neresinde?
1. Bunun kırığı neresinde?
7. isim , isim , isim , isim , Kırıntı
1. Ekmek kırığı.
1. Ekmek kırığı.
8. Melez
1. Kırık tazı.
1. Kırık tazı.
9. isim , isim , isim , isim , Tavla oyununda oyun dışı bırakılan pul
10. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Gücenmiş, üzgün
1. Eşlerde, çocuklarda o üzgün, kırık bakış.
1. Eşlerde, çocuklarda o üzgün, kırık bakış.