kira arabası, kira bedeli, kira kontratı, kira sözleşmesi, ayak kirası, diş kirası, maden kirası
1. isim , isim , isim , isim , Bir konutun, bir mülkün veya taşıt gibi herhangi bir şeyin belli bir bedel karşılığında, bir süre için sahibi tarafından başkasına verilmesi, icar
1. Eski kirayı yükseltiyorum, isterseniz gidin mahkemeye.
1. Eski kirayı yükseltiyorum, isterseniz gidin mahkemeye.
2. Bu biçimde tutulan bir şey için karşılık olarak ödenen para
1. Kira ile aldım, zaten bu yüzden de geciktim ya!
1. Kira ile aldım, zaten bu yüzden de geciktim ya!
3. Bu biçimde tutulan taşınmaz
1. O zamana kadar kira köşelerinde sürünmekten bir tat, bin feryat, türlü sıkıntılara giriftar olmuşken...
1. O zamana kadar kira köşelerinde sürünmekten bir tat, bin feryat, türlü sıkıntılara giriftar olmuşken...
Lisan : Arapça kirāʾ
Telaffuz : kira: