ön kesinti
1. isim , isim , isim , isim , Kesilen parça, kırpıntı
1. Gerçi çeviri kitaplarda, çevirilerin özensizliği, kesintiler hoş görülecek gibi değil.
1. Gerçi çeviri kitaplarda, çevirilerin özensizliği, kesintiler hoş görülecek gibi değil.
2. Bir işin bir süre için durması, inkıta
1. İşimiz hiçbir kesintiye uğramadan yürüyor.
1. İşimiz hiçbir kesintiye uğramadan yürüyor.
3. ekonomi , ekonomi , ekonomi , ekonomi , Ödenen bir paradan herhangi bir sebeple kesilen bölüm
1. Bu ücretin hiçbir kesintisi yoktur.
1. Bu ücretin hiçbir kesintisi yoktur.