döner kebap, yoğurtlu kebap, Adana kebabı, bahçıvan kebabı, beyti kebabı, bostan kebabı, buğu kebabı, cağ kebabı, cartlak kebabı, çiftlik kebabı, çoban kebabı, çömlek kebabı, çöp kebabı, fırın kebabı, islim kebabı, kâğıt kebabı, kazan kebabı, kuyu kebabı, Manisa kebabı, Oltu kebabı, orman kebabı, patlıcan kebabı, sac kebabı, simit kebabı, soğan kebabı, şiş kebabı, talaş kebabı, tandır kebabı, tas kebabı, testi kebabı, tike kebabı, Tokat kebabı, Urfa kebabı, yayla kebabı, yufka kebabı
1. isim , isim , isim , isim , Doğrudan doğruya ateşte veya kap içinde susuz olarak pişirilmiş et
1. Oradan ayrılınca hemen çarşıya koşar, sıcak bir ekmek alır, içini kebapla doldurur, anama götürürdüm.
1. Oradan ayrılınca hemen çarşıya koşar, sıcak bir ekmek alır, içini kebapla doldurur, anama götürürdüm.
2. Kızartma, çevirme veya kavurma yoluyla hazırlanan her türlü yiyecek
1. Kestane kebabı. Patlıcan kebabı.
1. Kestane kebabı. Patlıcan kebabı.
3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kavrulmuş, kızarmış
1. Kebap mısır.
1. Kebap mısır.
4. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Yanmış, yanık
Lisan : Arapça kebāb