kayıkhane, kayık salıncak, kayık tabak, kayık yaka, çember kayık, ağ kayığı, ateş kayığı, buz kayığı, foroz kayığı, ığrıp kayığı, imamkayığı, pazar kayığı, varagele kayığı, yarış kayığı
1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Kürek veya yelkenle yürütülen ufak tekne
1. Halk arabalarla, kayıklarla, yaya olarak oralara kadar geliyor ve bu ağaçların altına dağılıyordu.
1. Halk arabalarla, kayıklarla, yaya olarak oralara kadar geliyor ve bu ağaçların altına dağılıyordu.
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir yana kaymış
1. Çiçekli kumaştan, büzgülü, yakası kayık bir elbise dikti.
1. Çiçekli kumaştan, büzgülü, yakası kayık bir elbise dikti.