kavuşmak

fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Ayrı kalınan, sevilen bir kimseyle bir araya gelmek, onu yeniden görmek

2. Yokluğu çekilen veya çok istenen bir şeye erişmek, onu elde etmek

Örnek:

1. Vakitsiz kötürümleşen ruh, onun mucizesiyle ısındı, kımıldandı, doğruldu; bir sağlığa kavuşuyordu.

1. Vakitsiz kötürümleşen ruh, onun mucizesiyle ısındı, kımıldandı, doğruldu; bir sağlığa kavuşuyordu.

3. Katılmak

Örnek:

1. Fırat ve Dicle gibi yan yana akıyorlar, sonra birbirine kavuşuyorlar.

1. Fırat ve Dicle gibi yan yana akıyorlar, sonra birbirine kavuşuyorlar.

4. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir araya gelmek, birleşmek

Örnek:

1. Ceketin önü kavuşmuyor.

1. Ceketin önü kavuşmuyor.

5. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Güneş batmak

6. Varmak, ulaşmak