kavurmak

fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir şeyi bir kabın içinde kendisinden başka bir malzeme koymadan pişirmek

Örnek:

1. Madenden bir kap içine bunları koyup kavuracağız.

1. Madenden bir kap içine bunları koyup kavuracağız.

2. Rüzgâr, soğuk, sıcak vb. kurutmak, yakmak

Örnek:

1. Rüzgâr ekinleri kavurdu.

1. Rüzgâr ekinleri kavurdu.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çok üzmek, yakmak, mahvetmek

Örnek:

1. Memleketi kavuran kıtlık buranın semtine uğramamıştır.

1. Memleketi kavuran kıtlık buranın semtine uğramamıştır.