kavranmak

fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kavrama işi yapılmak, kavranılmak

Örnek:

1. Bünyamin ürpermişti, çünkü kolu kavrandığı an bir cürmümeşhut olayı yaşanacağını sanmıştı.

1. Bünyamin ürpermişti, çünkü kolu kavrandığı an bir cürmümeşhut olayı yaşanacağını sanmıştı.