1. -i , -i , -i , -i , Elle sıkıca tutmak
1. Çocuğu koltuk altlarından kavrayıp kaldırdı.
1. Çocuğu koltuk altlarından kavrayıp kaldırdı.
2. Bir nesne veya düşünceyi her yönüyle anlamak
1. Bilim yoluyla olguları kavrayıp sıralayabiliriz.
1. Bilim yoluyla olguları kavrayıp sıralayabiliriz.
3. Motorlu araçlarda debriyaj pedalı görev yapmak
4. Motorlu araçlarda lastik yolu kavramak