katmak

fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Bir şeyin içine, üstüne veya yanına, niteliğini değiştirmek veya niceliğini artırmak için başka bir şey eklemek, karıştırmak

Örnek:

1. Sirkeye su katmak.

1. Sirkeye su katmak.

2. Bir araya getirmek

Örnek:

1. Fadime, bu yavru bolluğu arasında kuzuları çocuklara ve çocukları kuzulara katarak en olgun bir saadet içinde yaşamış.

1. Fadime, bu yavru bolluğu arasında kuzuları çocuklara ve çocukları kuzulara katarak en olgun bir saadet içinde yaşamış.

3. Birlikte göndermek

Örnek:

1. Kafileye muhafız katmak.

1. Kafileye muhafız katmak.

4. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Döllenmeyi sağlamak için erkek hayvanı dişinin yanına salmak