kasaphane, kasap havası
1. isim , isim , isim , isim , Sığır, koyun gibi eti yenecek hayvanları kesen veya dükkânında perakende olarak satan kimse
1. Kasapla barışıp kendini benimsetince belki de yanında çalıştırırdı.
1. Kasapla barışıp kendini benimsetince belki de yanında çalıştırırdı.
2. Et satılan dükkân
3. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Kan dökücü, hunhar
Lisan : Arapça ḳaṣṣāb