karşılık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir davranışın karşı tarafta uyandırdığı, gerektirdiği başka davranış, mukabele

Örnek:

1. Haykırışlarına etraftan karşılık gelmiyordu.

1. Haykırışlarına etraftan karşılık gelmiyordu.

2. Bir dildeki bir sözü başka bir dilde aynı anlamda karşılayan söz

Örnek:

1. Sonra temaşa kelimesi doğrudan doğruya tiyatro kelimesinin karşılığı olarak kullanılmıştır.

1. Sonra temaşa kelimesi doğrudan doğruya tiyatro kelimesinin karşılığı olarak kullanılmıştır.

3. Cevap, yanıt

4. Bir şey alınırken karşı tarafa verilen başka şey, bedel

Örnek:

1. Bir buçuk aylığının karşılığı olan üç yüz lira hatırı sayılır bir para idi.

1. Bir buçuk aylığının karşılığı olan üç yüz lira hatırı sayılır bir para idi.

5. Bir iş için ayrılmış para, ödenek, tahsisat