1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Karışma işini yaptırmak
2. -i , -i , -i , -i , İçinde ne olduğunu anlamak veya aradığını bulmak amacıyla elle yoklamak
1. Ceplerimi karıştırdım, bozuk para bulamadım.
1. Ceplerimi karıştırdım, bozuk para bulamadım.
3. -i , -i , -i , -i , Yemeği dibinin tutmaması için kaşıkla altüst etmek
1. Ocak başında oturmuş bir ihtiyarca kadın, bir tencereyi karıştırıyor hem de için için ağlıyordu.
1. Ocak başında oturmuş bir ihtiyarca kadın, bir tencereyi karıştırıyor hem de için için ağlıyordu.
4. -i , -i , -i , -i , Kurcalamak, oynamak
5. -i , -i , -i , -i , Göz atmak, araştırmak, incelemek
1. Saatlerce, istediğim kitapları, divanları, Servetifünun koleksiyonlarını karıştırdım.
1. Saatlerce, istediğim kitapları, divanları, Servetifünun koleksiyonlarını karıştırdım.
6. -i , -i , -i , -i , Üstünkörü okumak
1. Verdiğim cevapları dinlemiyor gibi dalgın, parmaklarıyla bir risaleyi karıştırıyordu.
1. Verdiğim cevapları dinlemiyor gibi dalgın, parmaklarıyla bir risaleyi karıştırıyordu.
7. Ayırt edememek, tam olarak seçememek
1. Siz düşle gerçeği birbirine karıştırıyorsunuz.
1. Siz düşle gerçeği birbirine karıştırıyorsunuz.