1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kapalı duruma gelmek
1. Son basamağı aştığım zaman, babanın kapısı hızla yüzüme kapandı.
1. Son basamağı aştığım zaman, babanın kapısı hızla yüzüme kapandı.
2. -e , -e , -e , -e , Dışarı ile ilişiğini kesmek
1. Rahatça çalışmak istediğim zamanlar buraya kapanırım ve kimse girmesin diye bazen içeriden de kapıyı kilitlerim.
1. Rahatça çalışmak istediğim zamanlar buraya kapanırım ve kimse girmesin diye bazen içeriden de kapıyı kilitlerim.
3. Çalışamaz, etkinliğini sürdüremez duruma getirilmek
1. Manzumem çıkmadı ve Rübap kapandı.
1. Manzumem çıkmadı ve Rübap kapandı.
4. Son verilmek, kesilmek
1. Arif sustu. Hacı Bey de üstelemedi. Söz de burada kapanmış oldu.
1. Arif sustu. Hacı Bey de üstelemedi. Söz de burada kapanmış oldu.
5. -e , -e , -e , -e , Yüzü, gövdesi bir yere gelecek biçimde eğilmek
1. Haykırmak istedim, çıkmadı feryadım / Kapanıp toprağa, ağladım ağladım
1. Haykırmak istedim, çıkmadı feryadım / Kapanıp toprağa, ağladım ağladım
6. Tatile girmek
1. Okullar kapandı.
1. Okullar kapandı.
7. Yara iyileşmek
8. Göz kör olmak
1. Kazadan sonra bir gözü kapandı.
1. Kazadan sonra bir gözü kapandı.
9. Hava bulutlanmak