kanaatkâr

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Azla yetinen, elindeki ile yetinen, kanık, kanaatli, yetingen

Örnek:

1. Ama üçüncü bekçi, onlara nazaran daha genç ve daha az kanaatkâr olan, yapılan haksızlığı sineye çekemedi.

1. Ama üçüncü bekçi, onlara nazaran daha genç ve daha az kanaatkâr olan, yapılan haksızlığı sineye çekemedi.


Lisan : Arapça ḳanāʿat + Farsça -kār

Telaffuz : kana:atkâr