1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Seçkin, sivrilmiş, önde gelen
1. Beylerbeyi, eski Boğaziçi'nin en kalburüstü bürokratlarını barındıran güngörmüşlüğünün simgesi, bir köşesidir.
1. Beylerbeyi, eski Boğaziçi'nin en kalburüstü bürokratlarını barındıran güngörmüşlüğünün simgesi, bir köşesidir.
2. Değerli, güzel
1. Bugün dahi kalburüstü üç dört oyunu hâlâ, başta Viyana ve Peşte olmak üzere, oynanır durur.
1. Bugün dahi kalburüstü üç dört oyunu hâlâ, başta Viyana ve Peşte olmak üzere, oynanır durur.
3. Başarılı
Telaffuz : kalbu'rüstü