kel kâhya, çiftlik kâhyası, harem kâhyası, kapı kâhyası, kul kâhyası
1. isim , isim , isim , isim , Konak, çiftlik vb. yerlerde türlü işleri yapmakla görevli kimse
1. Çiftliğe yeni bir kâhya tuttuk, Ziraat Mektebi mezunuymuş.
1. Çiftliğe yeni bir kâhya tuttuk, Ziraat Mektebi mezunuymuş.
2. Değnekçi
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Gerekmediği hâlde başkasının işine karışan kimse
1. Ben, dedim, herkesin kâhyası değilim.
1. Ben, dedim, herkesin kâhyası değilim.
4. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Esnaf kuruluşlarında lonca başkanı
1. Terlikçiler kâhyası.
1. Terlikçiler kâhyası.
5. tarih , tarih , tarih , tarih , Kethüda
Lisan : Farsça ked + ḫudā
Telaffuz : kâhya: