ızgara


İlgili Kelimeler:

ızgara demiri, ızgara köfte, ızgara parmaklığı, ızgara yatağı, gemi ızgarası, halat ızgarası

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Metal çubukların, ağaç dallarının aralıklı sıralanmasıyla yapılan parmaklık veya kafes biçiminde araç

2. Pisliklerin su yollarını tıkamasını önlemek veya havalandırmak amacıyla su yollarının havalandırma çıkışları üzerine konulan kafesli veya parmaklıklı demir

3. Et, balık, köfte vb. yiyecekleri pişirmekte kullanılan araç, gril

Örnek:

1. Izgaranın sokağa verilen bacasından, kızardıkça yağları eriyen köftelerin kokusu vuruyordu dışarıya.

1. Izgaranın sokağa verilen bacasından, kızardıkça yağları eriyen köftelerin kokusu vuruyordu dışarıya.

4. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu araç üstünde pişmiş

Örnek:

1. Gün batmadan çok evvel işlerini bitirdikleri için bu saatte meze ve ızgaralardan başka bir şey kalmaz.

1. Gün batmadan çok evvel işlerini bitirdikleri için bu saatte meze ve ızgaralardan başka bir şey kalmaz.

5. spor , spor , spor , spor , Futbol ayakkabısının altında bulunan iri başlı kabara

Örnek:

1. Ötekisinde altından hâlâ ızgaraları sallanan bir futbol ayakkabı eskisi vardı.

1. Ötekisinde altından hâlâ ızgaraları sallanan bir futbol ayakkabı eskisi vardı.


Lisan : Rumca

Telaffuz : ızga'ra