1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Işığı olan, aydınlık, ışıklandırılmış, nurlu, nurani, ziyalı, ziyadar
1. Tünelin ışıklı ucundan doğru bir esinti geliyor.
1. Tünelin ışıklı ucundan doğru bir esinti geliyor.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Neşe veren, sevinç yaratan, mutlu
1. Kadınınsa güzel yüzü dökülüyor önüne, kocasından uzaklaşıyor, ışıklı gözleri doluyor, dudağı titriyor giderek.
1. Kadınınsa güzel yüzü dökülüyor önüne, kocasından uzaklaşıyor, ışıklı gözleri doluyor, dudağı titriyor giderek.