ışık


İlgili Kelimeler:

ışık akısı, ışık aylası, ışık aynası, ışık bacası, ışık çanağı, ışık değneği, ışık eğrisi, ışık göçüm, ışık gölge, ışık hızı, ışık ışını, ışıkkesen, ışık kirliliği, ışık korkusu, ışık küre, ışıkölçer, ışık ölçümü, ışık yılı, ışık yuvarı, ışığa doğrulum, ışığa göçüm, dağınık ışık, yeşil ışık, ay ışığı, burçlar ışığı, buz ışığı, gün ışığı, güven ışığı, projektör ışığı, umut ışığı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Cisimleri görmeyi, renkleri ayırt etmeyi sağlayan fiziksel enerji, erke, ziya, nur, şavk

Örnek:

1. Okuyabilmek için kapıdaki ışık yeterli değildi.

1. Okuyabilmek için kapıdaki ışık yeterli değildi.

2. Bir yeri aydınlatmaya yarayan araç

Örnek:

1. Bir gece yatmışken kalktı, bitişik odaya girdi, ışığı yaktı.

1. Bir gece yatmışken kalktı, bitişik odaya girdi, ışığı yaktı.

3. Aydınlanmak için kullanılan elektrik

Örnek:

1. Apartmandaki dairelerin ışıkları kapalı, herkes mışıl mışıl uyuyor olmalı.

1. Apartmandaki dairelerin ışıkları kapalı, herkes mışıl mışıl uyuyor olmalı.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Mutluluk, sevinç veya zekâdan doğan, özellikle yüzde ve gözlerde beliren parıltı

Örnek:

1. Bütün gözlerden manalı ışıklar sıçrıyordu.

1. Bütün gözlerden manalı ışıklar sıçrıyordu.

5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yol gösteren, aydınlatan kimse, düşünce, eser vb

Örnek:

1. Sevgili Behçet Necatigil şiirimizin vazgeçilmez ışıklarından biri olarak ayrıldı aramızdan.

1. Sevgili Behçet Necatigil şiirimizin vazgeçilmez ışıklarından biri olarak ayrıldı aramızdan.

6. fizik , fizik , fizik , fizik , Yüksek derecede ısıtılan cisimlerin veya çeşitli enerji biçimleriyle uyarılan cisimlerin gaz ışı yaydığı gözle görülen ışıma